Allahu a’lem NATO’ya da karşılar
Türk Başbakan’ı Tayip Erdoğan’ın dış politika başdanışmanı, Ahmet Davutoğlu, Türklerin, ABD ve NATO askerlerinin Kürdistan’ın güneyinde bulunmasına karşı olduklarını söyledi. The German Marshall Fund of the Unıted State’nin düzenlediği bir forumda konuşan Davutoğlu, Türk devletinin ABD ve NATO askerlerinin Kürdistan’ın güneyinde bulunmasına karşı olmalarını garip bir argümana dayandırdı. Davutoğlu “…bu durumda Washington'un, Irak'ın orta bölgelerinden çekilmek zorunda kaldığını kabul etmiş olacağını belirtti.”
Türk yetkilileri daha önce de bu tutumlarını belirtmişlerdi. Tayyip Erdoğan, ABD’nin askeri birliklerinin bir kısmını Kürdistan’ın güneyine çekmesine karşı olduklarını söylemişti. O zamanki “sözde” gerekçe ‘Kuzey Irak’ın güvenlikli” olduğuydu. Şimdiki “sözde” gerekçe ise, askeri kuzeye çekmenin anlamıdır.
Esas gerekçe ise başkadır
Türk devleti NATO’ya karşıdır ve NATO’yu Türk devletine düşman bir güç görüyor. NATO ve ABD’yi Türk devletini parçalayacak aktörlerin en birincisi olarak değerlendiriyor. Bunu “emekli” generaller defalarca dile getirdiler. Emekli generaller Türk devletinin fiili ama resmi olmayan politikasını dile getiriyorlar.
Türk generalleri ve yetkililerinin NATO ve ABD’yi düşman görmeleri sadece bir evhama dayanmıyor. Maddi temeli ve söylenmeyen mantıki gerekçeleri vardır. Batı alemini korumak amacı ile kurulan NATO, Sovyetlerin dağılmasından sonra, Batı sistemini korumak ve geliştirmek görevini üstlenmiştir. Esas tehlike terör olarak tesbit edilmiştir.
Türk devleti ve devleti idare eden elit, kendilerini Batı aleminin parçası görmüyor, terörü de esas tehlike değerlendirmiyor. Daha doğrusu NATO’nun diğer üyeleri ile Türkler arasında terör’ün tanımında anlayış birliği yok. Onun için de Türkler, NATO’nun Karadeniz bölgesinde güçlenmesini veto tehdidi ile engellediler.
Batılı kimi analizciler, Türk-NATO ittifakının bozulmasını ’İslami’ Tayyip Erdoğan partisine bağlıyor. AKP’nin NATO ve Batı’ya allerjisinin olduğu doğru olmakla birlikte, generallere göre Türk dış politikası ve askeri ittifaklar, AKP’ye bırkaılmayacak kadar önemlidir ve bırakılmıyor.
Türkler, NATO askerinin Kürdistan’ın güneyinde bulunmasına karşı olmalarını, Türk askerinin Kürdistana tehditinin engellenemsine karşıymış gibi ima ediyor. Bu gerekçe bir çok insana makul görünse de yeterli değil. ABD veya Batı’nın Türk saldırılarını durdurmak için orada asker bulundurmaları gerekmiyor. Batılılar, Türklerin kuyrukları üstünde oturmalarını sağlayacak askeri, yarı-askeri ve askeri olmayan birden fazla araca sahipler.
O halde problem nedir?
Problem NATO’nun geleceğe yönelik planlarıdır. Türkler Batı aleminin parçası olamıyor ve artık ”NATO şemsiyesini” kuruyucu görmediği gibi, parçalayıcı görüyor.
Onun için Türk:
1- NATO veya ABD askerinin Kürdistan’ın güneyinde bulunmasını Türk, İran ve Suriye’nin bölgedeki hareket kabiliyetini oldukça kısıtlayıcı bir faktör olarak değerlendiriyor.
2- NATO’nun Karadeniz ve Kafkasya’da güçlenmesini, kendisinin anlamsızlaşması ve güçsüzleşmesi şeklinde değerlendiriyor.
3- NATO’nun Ortadoğu’da güçlenmesini Türk devletinin yıkılışı olarak değerlendiriyor ve büyük bir ihtimal ile, ilerde Kürdistan’ın NATO üyesi olmasına karşı olacaktır.
4- NATO’nun Asya’da—Türk devleti konsepti dışında—faal olmasını ’köprü’ espirisini geçersiz kılacağını düşünüyor.
Türk, NATO’nun planlarını engellemek, ertelemek ve anlamsızlaştırmaya çalışıyor ve bu devlet politikasıdır.
Türk-NATO ilşkilerinin yeniden dizayn gerekliliği NATO çevrelerinde de tartışılır hale gelmiştir. ”NATO içinde NATO’ya karşı” durum fazla devam edemez, ama bir tıkanıklığın da olduğu farkediliyor. Türkler tıkanıklığı kullanmaya çalışıyor. NATO askerinin Kürdistan’ın güneyine yerleşmesi tıkanıklığın açılmasına da yardımcı olabilir.
0 Comments:
Een reactie posten
<< Home