HEWLER

Kürdistan Bölge Parlamentosu Başkan yardımcısı Kemal Kerküki, Kerkük’ün ‘kırmızı çizgileri’ olduğunu söyleyerek, Türk devletinin ne yakından ne de uzaktan Kerkük ile hiçbir bağı olmadığını söyledi. Kerküki, “Türkiye, elini Kerkük’e uzatamaz’’ dedi. Kemal Kerküki, Nefel internet sitesine verdiği özel demeçte, Türkiye’nin, Kerkük meselesi kendileri için ‘’ciddi bir mesele ve kırmızı çizgileri’ olduğunu belirterek, Türk devletinin ne yakından ne de uzaktan Kerkük ile hiçbir bağı olmadığını kaydetti. Kerküki; “Türkiye, elini Kerkük’e uzatamaz. Eğer zorla uzatsa bile, tüm Irak’a uzatmış olur ki bunu da hiç kimse kabul etmez” sözleri ile Türkiye devletini uyardı. Kerküki, “Kerkük, tarihi ve coğrafi olarak Kürdistan’ın bir parçasıdır. Kerkük’ün Kürdistani bir kent olduğunu kanıtlayan büyük Britanya ve Osmanlı imparatorluğu dönemine ait çok eski belge ve doküman mevcuttur” dedi. ‘KÜRTLER KANUN YOLUNU SEÇTİ’ ‘’Irak’ta artık zülüm ve diktatörlük sisteminin kalmadığını’’ belirten Kemal Kerküki, “Hakları elinden alınanların haklarının geri verilmesi’’ gerektiğinin altını çizdi. ‘’Kürdistan’ın federe olmasının, ‘’Kürdistan’ın bağımsızlığı’’ anlamına geldiğini söyleyen Kerküki, ‘’Kürdistan, bugün federal Irak’ın bütünlüğü içinde yer alıyor’’ diye konuştu. Kerkük kentinin Kürdistan bölgesine dahil edilmesi konusunda Kürtlerin önünde, ‘savaş ve kanun’ gibi iki yol olduğunu dile getiren Kemal Kerküki; “ Kürdistan siyasi liderliğinin kanun yolunu tercih ettiğini” söyledi. Aynı zamanda Kürdistan Parlamentosu tarafından oluşturulan 140. Maddeyi İzleme Komisyonu Başkanı olan Kerküki şunları kaydetti: ‘’Irak Daimi Anayasası’nın 140.maddesine göre, Kerkük sorunu 2007 yılının sonunda çözüme kavuşması gerekiyor. Kerkük halkı da, Kürdistan bölgesi ya da Bağdat ile kalmak istediği konusunda son kararını verecektir. 29 Mart 2007’ye kadar, diktatör Baas rejimi tarafından demografik yapısı değiştirilen Kerkük’ün durumu normalleştirilmesi gerekiyor. Buna göre; Kerkük’ten koparılan Çemçemal, Kifri, Kelar, Tuz ve diğer ilçe ve kasabaların yeniden Kerkük’e bağlanması, Baas rejiminin zorla göçerttiği Kürt, Türkmen, Asuri ve Ermeni ailelerinin dönüşünün sağlanması, Baas rejiminin bölgeye yerleştirdiği yabancı Arapların da eski yerine dönüşünün sağlanması gerekiyor.” TÜRKMEN CEPHESİ KARGAŞA YARATMAK İSTİYOR Kerküki, Irak Türkmen Cephesi içinde küçük bir grubun Kerkük’ün Kürdistan bölgesine dahil olmasına karşı çıktığını ve Kerkük’te kargaşa ortamı yaratmanın çabası içinde olduklarına dikkat çekerek, “Bu grup Türkmenlerin çıkarları doğrultusunda hareket etmiyorlar. Kerkük halkının çoğunluğu, Kerkük’ün Kürdistan bölgesine bağlanması görüşünü savunuyor” dedi.

Kürdistan sorunu, ulusal bir sorundur. Toprak sorunudur. Bagimsizlik sorunudur. „Kürt sorunu“ savunucularinin karsi ciktigi meselede budur. Onlar, Türk egemenlik sisteminin „Devletin ülkesi ve milletiyle b?lünmez bütünlügünün“ resmi yaklasimin savunuculari olduklarindan, Kürdistan sorununu, toprak, bagimsizlik sorunu olmaktan cikarip bireysel haklar düzeyine indirgeyerek, bununda merkezi devlet düzeninde boy verecek demokrasi ile saglanacagi yaklasimlariyla Türk egemenlik sisteminin degirmenine ha bire „kardeslik“, „dostluk“ adina su tasimaktadirlar.