Turkler sasirdi!
Türkler garip yaratıklar. Askerin işini siviller, sivillerin işini asker yapıyor. Asker her problem ve gelişmeye karışır, ama askeri ilgilendiren meseleler olduğu zaman da susar. Türkler başka ülkeleri işgal etme planları yaparken, bu işi askerin yapacağını hesaplıyorlar. Ama formel siyasetçiler, yani hükümet, konuşuyor, gazeteciler konuşuyor, yazıyor, parti başkanları konuşuyor ve sokaktaki insan konuşuyor. Ama her ne hikmetse generaller suskun, hiçbir şey olmamış ve olmayacak gibi suskun. Bu işin bir hikmeti ilahiyesi olmalı. Hükümeti, gazetecileri, parti başkanlarını konuşturan Mehmetbig neden susuyor?
Türk medyası ne yapacağını şaşırdı. Önce çok şiddetli ve hiddetli bir şekilde savaş haızrlığına girişti. Türk medyası toptan savaş yanlısı kesildi ve ‘Türklerin kullanılmamış’ haklarını kullanması gerektiğini yazdılar, söylediler. Sonra Mehmetbig’ten bir işaret beklediler. Ama öyle görünüyorki hala işaret almadığı için, yalpalanmaya başladı. Emir komuta zincirine göre işleyen medya, neyi nereye koyacağını bilmiyor. Şu Mehmetbig lütfedip, hükümeti olmazsa da muhalefet ve medyayı, sokataki insanı rahatlatsa fena mı olur?
Türk generallerinin suskun durmalarının nedenleri olmalı.
Suskunluğun bir nedeni, generaller, silahlı guruplar, arasındaki anlaşmazlık olabilir. Türk ordusunun çeşitli fraksyonlardan oluştuğu ve guruplar arasında kıyasıya bir mücadelenin sürdüğü artık gizlenecek bir şey değil. Türk ordusu, tarihinde belki ilk kez, işbaşındaki generallerin biribirini şimdi olduğu gibi yıpratmasını ve gözden düşürmesini yaşıyor. Geçmişte de çeşitli hizipler vardı ama ‘emir komuta zinciri’ işliyordu. Özellikle Özal dönemi ve sonrası ile Jandarma Kuvvetleri komutanı Eşref Bitlis’in Doğan Güreş ve takımı tarafından öldürülmesi sonrasında, Türk ordusunda ‘emir komuta zinciri’ kırıldı. Fakat Eşref Bitlis hayatta olduğu zaman, şimdi Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt kadar, diğer askeri gurupların açık hedefi haline gelmemişti. Emin Çölaşan gibi biri dahi açık açık Hilmi Özkökü karalayabiliyor ve onu ihanet ile suçlayanlar da oldu. Zaten Yaşar Büyükanıt ise kökeninden tutun herşeyine kadar deşifre edildi. Tabii sivillerin, generallere dayanmadan, generalleri karalamaları, eleştirmeleri mümkün değil. Yani Emin Çölaşan vb.lere yazdıran generaller vardır.
Diğer bir ihtimal ise, hükümetin; askeri-sivil ulusalcıların baskısını hafifletmek için topu generallere atmış olmasıdır. AKP hükümeti ihanet etmekle, pasif davranmak ile suçlanıyordu. Türkler hükümetin askerin önünü kestiği kanatine sahipler. Tayyip Erdoğan’ın son toplantı sonrasındaki açıklamaları, askere yetkinin verildiği manasındadır. Erdoğan karar aldıklarını ve askere yetkinin verildiği anlamına gelen şeyler söyledi. Yani eğer birşey yapmıyorsa, asker yapmıyor ve sorumluluk hükümet’te değil, askerdedir mesajını verdi.
Türk medyasının ‘inişe hazırlık’ alternatifi ise geçerli değil. Türk medyası ABD ve AB’nin operasyona muhalefetleri, Türkleri operasyondan caydırdığı şeklindedir. Oysa bu mümkün görünmüyor. Çünkü ABD ve AB’nin tepkisinin ne olacağı başından belliydi.
ABD her fırsatta sınırı aşan operasyonlara karşı olacağını açıklamış ve ABD Genelkurmay başkanı Türk generallere bunu açık bir şekilde söylemiş. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice de aynı tutumu Türk hükümetine tekrarlamıştır.
Hepsinden önemlisi, ABD Irak, İran ve Suriyeye, Lübnan da eklenmişken bir de Türk krizi ile uğraşmak istemez. ABD ve AB’nin Türklere müsamahakar davranmasının en önemli nedeni de, şimdilik Türk krizi ile uğraşmak istememeleridir. Türk’lerin Kürdistan’ın güneyine müdahalesi ise diğer krizlerin hepsinindan daha ağır bir kriz olıur. Yani Türk medyasının ‘yumuşak iniş’ planı boşluğa rast geliyor.
Ama ne olursa olsun, generallerin susması önemlidir ve konuşmamaları problemdir. Türk siyasetini yönlendiren generaller’in konuşmaması siyasi partilerden tutun, ‘sivil’ örgütlere kadar, bir çok kurum ve kuruluşun tutum almasını engelliyor. Hükümet’in açıklamalrının değersiz olduğuna alışan Türk topluluğu, generaller konuşmadan rahat etmez. Ama Türk topluluğu artık hiçbir zaman rahat edemez, çünkü artık bir generallin söylediklerini diğeri bozuyor, yalanlıyor. Artık ‘kahraman ordunun’ resmi bir görüşü yoktur.
0 Comments:
Een reactie posten
<< Home